Oğlum,
Geçen sene bugün seni kucağıma verdiklerinde,sen o küçücük bedeninle benim ruhum oldun...
İçimi doldurdun,taşırdın...
Bir gözüm Fırat,bir gözüm Dicle oldu...
İki yanağımda iki sel yatağı...
Sonra o hastane yatağı...
Orada büyümeye başladım ben...
Büyüdüm,devleştim,kahramanlaştım...
Bedenim kıpırdayamıyordu ama içim coşuyor,ruhum şaha kalkıyordu sana dönüp baktıkça...
Ve o günden sonra aynı senin gibi her gün büyümeye devam ettim ben de,ediyorum.
Eski sığlığımı düşündükçe,şimdiki derinliğimden korkuyorum.
Sonra korkuyorum evet,ah ne korkular sıkıyor yüreğimi bir mengene gibi bir bilsen sana dair,belli etmiyorum...
''Annelik bu...'' diyorum.
''Annelik,yarı delilik hali...''
Şahane acılarım da olmadı değil hani....
Şimdi kalbimde bir his olarak değil sadece aklımda bir bilgi olarak kalan...
Olsun varsın,geldi geçti...
O ''küçük beden'' hepsine fazlasıyla değdi...
İyi ki doğmuşsun oğlum,iyi ki doğurmuşum...
Benim ''Anneler Günü''m Mayıs'ın ikinci pazarı değil 27 Ağustos olsun...
Hayattaki en büyük amacı sana 'hem kök hem kanat' kazandırmak olan annen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder