4 Nisan 2011 Pazartesi

İkinci bahar

Uzun bir kışı daha geride bıraktık. Bahar gelişini hissettirmeye başladı yavaş yavaş.Gerçi havaların hala sağı solu belli değil,bunları yazarken dışarıda kapalı bir hava ve rüzgar var.

Fiziksel olarak,ailecek hastalıktan uzak,ilaçsız,sağlıklı bir kış geçirdik çok şükür.Doğal beslenmenin,bu beslenmenin önemli bir bölümünü oluşturan probiyotiklerin,her gün dışarıya çıkmanın,tuzlu suyla yapılan banyoların,alışveriş merkezlerinden uzak durmanın bunda etkili olduğunu söyleyebilirim kendi tecrübelerime dayanarak.Az kimyasal çok mikrop formülünü de unutmamak gerek.Mikroptan kasıt doğrudan hastalık virüsleri değil elbette.Ali açısından düşünecek olursam,dışarıda kaldırımları –tabiri caizse-yalaması,hayvanlarla –tüyüydü,salyasıydı demeden -haşır neşir olması,hatta elinde kemirdiği somunu bahçeye yeni dökülmüş gübreye düşürdükten sonra alıp yemeye devam etmesi gibi örnekler verebilirim.Bu konuda,yani pislik konusunda sınırlarımın genişliğini öğrenmek isterseniz bir de bu yazıyı okuyun.''Sakınmak''la bağışıklığın ters orantılı olduğuna başından beri inandım,hep öyle davrandım.


Oyun grubu arkadaşlarımız güneş,yağmur,rüzgar oldu.Oyuncaklarımız ise karşı marketin önündeki köpeklere götürdüğümüz kemikler,yemek artıkları ve kuşlara attığımız ekmeklerdi.Daha zeka geliştirici bir oyuncak var mı acaba?Varsa da ben bilmiyorum.


Ruhsal olarak ise pek de sağlıklı bir kış geçirdiğimi söyleyemeyeceğim. En şiddetli fırtına bile az kalır içimde yaşadıklarımın tarifine. Küçük Japonya oldum bir nevi.Önce büyük bir deprem oldu,arkasından gelen dev dalgalarla ben yıkıldım.Yıkıldım ve yıkandım.Sonra büyük bir hızla tekrar yapılanmaya koyuldum.Harcım başkalarının aklı değil,kendi aklım oldu.Öğretilenler değil kendi yüreğim oldu.’Yapmalı,etmeli’lerden sıyırdım ruhumu.Paçamı kurtardım.Çünkü çok ‘başkaları ne düşünür’le büyütüldük biz.Bir bireyden çok başlı başına bir ‘toplum’ olduğumu hissediyordum çoğu zaman.Toplumun boğduğundan da fazla boğuyordum kendimi.Belki sıradan bir çocuk bir etkileniyorsa herhangi bir yetiştiriliş biçiminden,ailenin önem verdiği kurallardan,kalıplardan;ben bin etkilenen bir kişiliktim.İçimde koskoca bir sünger vardı sanki,her şeyi fazlasıyla içine çeken.Baktım ki,yok artık taşınacak gibi değil,ağırlaştıkça ağırlaşmış…

Bir güzel sıktım.

Ve kaldırıp attım.


Burada bir paragrafa sığdırdığım kadar kolay olmadı tabii bu yaşanılan süreç. Şanslıyım ki yorulduğumda dalgalarımı da alıp sığınabileceğim bir limanım vardı. Her anlattığımı dinleyen…Bazen anlam veremese de dinleyen...Dev dalgaların kendini aşındırmasına aldırmadan;sabırla ve sevgiyle önümde duran sevgilim…Bir kez de buradan sana teşekkür etmek isterim.


İster zincirleri isterseniz kabuğu kırmak deyin,o her neyse işte,ben bunu bu kış becerdim.

İçim içime sığmıyor.

Çünkü bu bahar ‘ikinci bahar’ım olacak benim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...