12 Nisan 2011 Salı

İyi ki varsın Bir Dolap Kitap!



Ben küçükken tam bir kitap kurduydum.Elime ne geçerse okurdum.Annemlerle gittiğimiz bir misafirlikte falan ev sahiplerinin eski gazetelerini toplar,kucaklar,bir köşeye çekilip kalkma saatimiz gelene kadar okurdum.Aklımda kalan bir ayrıntı da,babaannemin eski gazetelerini koltuk minderlerinin altına koymasıydı.Her zaman gazete almadıkları için her gidişimde olmazdı ama minderi kaldırıp da gazeteyi gördüm mü değmeyin keyfime...



'90 yazında Mersin yakınlarında küçük bir motel işletmiştik.Bütün duvarları boydan boya eski gazeteyle dolu olan bir bodrum katı vardı.Benim tüm yazım orada,o bodrumda geçmişti.Hatta hiç unutmuyorum Anadolu Lisesi'ni kazandığımı söylemek için beni yukarı çağırmışlar,öğrenip geri inmiştim.Bir gazetenin eski tarihli olup olmaması hala önemli değildir benim için,ne de olsa okunmamış gazete her zaman yenidir.




Kitap aşkıyla doğanlardanım ben kısacası.Bir kitaba sadece dokunmak,bir kitabın kapağını okşamak,kağıt kokusunu içime çekmek bile bana zevk verir.Kitapçılarda geçirdiğim zamanlar bir terapi gibi gelir.Vakit buldukça girip,almayacak olsam bile rafları uzun uzun incelemeyi severim.Bu sayede okumadığım birçok kitabın bile iyi kötü konusunu bilirim.



Çocukken okuduklarımı düşününce 'Çocuk Kalbi'nden başka gelmiyor aklıma.Nedense bir tek onun ismi kalmış,gerisini hatırlamıyorum.



Kısa bir zaman önce tanıştım Bir Dolap Kitap'la.Tıklayıp da sayfa açılıverince heyecandan,sevinçten ne yapacağımı bilemedim.Nereyi tıklayacağımı,hangi bölümüne bakacağımı şaşırdım resmen.Bu kadar mı güzel bir site olur?Bu kadar mı dahiyane bir fikir olur?Kitaplar bu kadar mı güzel tanıtılıp,bu kadar mı güzel yorumlanır ve eleştirilir?Kitap aşkıyla dolu iki tane pırıl pırıl insan:Yıldıray ve Banu. Böyle bir fikir ürettikleri ve hayata geçirdikleri için kendilerine ne kadar teşekkür etsem az...



Ali'nin de son aylarda kitaplara gittikçe artan bir ilgisi var.Bizim evde televizyon açmak kimsenin aklına gelmediğinden,hiç ama hiç izlenmiyor desem yalan olmaz.Bir iki sefer Baby Tv'yi açtım ama hiç oralı olmadı bizimki,bir daha da açılmadı.Akşam o yattıktan sonra anne bilgisayarın başına geçiyor,baba da indirdiği dizileri seyrediyor. Televizyonun vaktimizden çalmasına izin vermemeyi sürdürdükçe,Ali'nin içine de okuma sevgisinin ilk tohumlarını layıkıyla atabileceğimi umuyorum.Oyundan kısa bir süre sıkılsa bile,yanıma oturup aynı kitabı defalarca okutmaktan sıkılmıyor.Bu da çok ama çok hoşuma gidiyor.



Ve ben bu ilk kıvılcımlardan aldığım gazla Bir Dolap Kitap'ın raflarını boşalttım sayılır.Şimdiden 100 kadar kitap aldım bile.Alışveriş konusunda oldukça temkinli olmama rağmen bu konuda kendimi kaybettim.Eren 'Yeter artık,çocuk dediğin zaten aynı kitabı defalarca okutur,bu kadar kitabı nasıl okuyacak?' dese de ben kendimi durduramıyorum.Okusa da okumasa da ben evde şahane bir çocuk kütüphanesi kurmaya kararlıyım.Bir koleksiyoner titizliğiyle çalışıyorum nerdeyse.Bir 'Tostoraman' var mesela,kitapların çoğunu aldığım Kitap Yurdu'nda bulamayınca kalktım Ankara'nın kitapçılarını tek tek dolaştım.Sonunda da buldum.Çocuk kitabı deyip geçmeyelim ayrıca;hikayeler öyle güzel,resimler öyle etkileyici ki,Ali'nin odasına girip çıkıp okuyorum bir tane.Bir de hepsinin karşısına geçip keyifle gülümserken yakalıyorum kendimi bazen.



Herkese tavsiye ediyorum bu müthiş siteyi.Ve çocuklara okuma aşkının mümkün olduğunca küçük yaşlarda kazandırılması gerektiğini düşünüyorum.



Hepinize iyi okumalar!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...