Doğal ebeveynlik son zamanlarda ortaya çıkmış, modern, karışık, uygulaması zor bir yöntem değildir. Tam tersine insanoğlunun doğasında olan, içgüdüsel ve en eski zamanlardan beri uygulanan ebeveynlik şeklidir. Ancak son zamanlarda bu kadar gündeme gelmesinin ve yeni bir akım gibi algılanmasının nedeni artık günümüzde kabullenilmiş modern gibi algılanan ebeveynlik yöntemlerinden çok farklı olmasıdır. Modern olarak düşünülen uygulamalar anne ve babanın rahatlığına öncelik verir. Yani bebeğiniz nasıl daha kolay bir bebek olur ve sizin hayatınız bu zor dönemden en az hasarla nasıl etkilenmeden çıkar ona odaklanır. Bebeğinizin iç dünyasıyla, neler hissedebileceğiyle fazla ilgilenmez. Çocuğu ağlatarak uyutmaya çalışmak buna en güzel örneklerden biridir. Bazı bebeklerde bu yöntem işe zaten yaramaz, yaradığı durumlarda ise bebek pes etmiş, ilgisizliği kabullenmiştir. Sadece sesi çıkmıyordur ama neler hisssettiğini tahmin etmek çok zor değildir.
Kucağa alıştırma, ağlayarak uyut ki kendi kendine uyumayı öğrensin, dakika başı çocuk emzirilir mi, gece ayrı odada yatır gibi tavsiyelere uymak hiçbir zaman içimden gelmemişti zaten.Aslında şimdiki aklım olsa ayrı oda bile yapmazdım boşuna masraf edip.Ali ne zaman artık kendi odasında yatmak istediğini söylerse odasını o zaman kullanmaya başlayacak.
Belki bu söylediklerim birçoğunuza ters gelebilir ama ebeveynlikle ilgili bütün öğretilenleri bir kenara bırakıp sadece iç sesinizi dinlerseniz mutlaka derinlerde bir yerde bunları duyarsınız.Daha doğduğu andan itibaren bir bebeği disipline etmeye çalışmak neyin nesidir Allahaşkına?Nasıl bir hırstır?Yok şu aydan itibaren odasını ayırmalıyız,yok kucağa alıştırmamalıyız;dürüstçe düşünecek olursak, nasıl bir bencilliktir?Daha hazır olmadan bağımsız bireyler olmaya zorluyoruz onları,halbuki her şey sevgi ve güven temeliyle akışına bırakılsa,bütün o olmasını istediklerimiz zamanı gelince kendiliğinden olur zaten öyle değil mi?Yatırdığımız yerden kalkacak gücü yokken belki övünüyoruz 'bizimki kendi odasında yatmaya alıştı.' diyerek ama parmaklıklardan kurtulmaya başladığında şaşırıp kalıyoruz ' aaa,hep bizimle yatmak istiyor,odamızdan çıkmıyor.' diye.Tam tersi olsa daha iyi olmaz mı?Doğrusu bu değil mi sizce de?
Hayatın her alanında herkes için geçerli aslında bu;yaşanılan dönemin gerektirdiklerine doymadan bir başka döneme geçilirse, o geçmiş(!) ama aslında bir türlü geçememiş dönem insanın karşısına bir sorun olarak çıkar hep,elinde olmadan geriye dönüp yapamadıklarını yapmak ister.O yüzden bebeklikten başlayarak her dönemin çok iyi doyurularak bir sonrakine geçilmesini doğru buluyorum.
Doğal ebeveynliğin gereklerinden biri de gece de aynı gündüz gibi çocuğun ihtiyaçlarına anında cevap verebilmektir.Burada şu süt sağma konusuna değinmek istiyorum yeri gelmişken.Mecbur olduğu için (çalışmaya başlamak gibi bir mecburiyet mesela) ya da çok istediği halde birebir emzirmeyi başaramadığı için sütlerini sağanları ayrı tutuyorum,ama sadece rahat etme,geceleri daha çok uyuyabilme adına yapılan süt sağıp biberonla başkasının içirmesi olayını pek doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.Sonuçta mesele çocuğun sadece 'o sütü' içmesi değildir ki. Emzirmek;onu göğsünüze almak,sizin kokunuzu alması,tenlerinizin birbirine değmesi ve sonuçta göğsünüzden ideal sıcaklığında ve kıvamında çıkan sütü içmesinden oluşan bir bütündür.Gece ağlayarak uyanan bir bebeğin asıl ihtiyaç duyduğu şey annesinin yüzü,sesi, kokusudur;babasının biberonla süt içirmesi değil.Tabii ki annenin de dinlenmeye,uyumaya hakkı var ama bunun için başka yollar aramak gerek kanımca.
Anne sütü bebeğin o anki ihtiyacına göre şekillenen mucizevi bir şey,içeriği günden güne değişiyor.Dolayısıyla sağıp,dondurucuya atıp,sonra içirmeyi de doğru bulmuyorum çok mecbur kalınmadığı sürece.Bir zararı olmasa bile o şekilde bir faydası olduğuna da inanmıyorum.
Babywearing, bizdeki 'kucağa alıştırmayın'ın tam tersine bebeği devamlı kucakta taşımayı savunuyor.Ben bu konuda biraz geç kaldım açıkçası ve pişmanım.İkinci çocuğumu doğduğu andan itibaren bu şekilde göğsümden ayırmamayı düşünüyorum.Yaklaşık 20 gün önce bir sleepy wrap aldım ve çok memnunum.Evdeyken bağlıyorum Ali'yi,çok güzel ve huzurlu uyuyor göğsümde.Dışarda da aynı şekilde,ikimiz de çok mutlu oluyoruz.Siz de ergo baby , moby wrap slingo veya sleepy wrap den birini tercih edebilirsiniz. Malum artık kangurular omurgaya orantısız basınç yaptığı için pek tercih edilmiyor.Aslında böyle bir şeyi para verip almak da anlamsız,yırtacaksın bir çarşafı caaart diye ortadan,bağlayacaksın bebeni de sırtına veya göğsüne,al sana çingenelerin,köylülerin hatta aslında batı dünyası dışındaki toplumların çoğunun çocuk taşıma biçimi.Öz 'babywearing' yani ! :)) Ne varsa eskilerde var,bunu hep söylerim,uygularım,buna hep inanırım.Yemişim batı dünyasını,yemişim avrupalı zihniyeti! :)
Kucağa alıştırma, ağlayarak uyut ki kendi kendine uyumayı öğrensin, dakika başı çocuk emzirilir mi, gece ayrı odada yatır gibi tavsiyelere uymak hiçbir zaman içimden gelmemişti zaten.Aslında şimdiki aklım olsa ayrı oda bile yapmazdım boşuna masraf edip.Ali ne zaman artık kendi odasında yatmak istediğini söylerse odasını o zaman kullanmaya başlayacak.
Belki bu söylediklerim birçoğunuza ters gelebilir ama ebeveynlikle ilgili bütün öğretilenleri bir kenara bırakıp sadece iç sesinizi dinlerseniz mutlaka derinlerde bir yerde bunları duyarsınız.Daha doğduğu andan itibaren bir bebeği disipline etmeye çalışmak neyin nesidir Allahaşkına?Nasıl bir hırstır?Yok şu aydan itibaren odasını ayırmalıyız,yok kucağa alıştırmamalıyız;dürüstçe düşünecek olursak, nasıl bir bencilliktir?Daha hazır olmadan bağımsız bireyler olmaya zorluyoruz onları,halbuki her şey sevgi ve güven temeliyle akışına bırakılsa,bütün o olmasını istediklerimiz zamanı gelince kendiliğinden olur zaten öyle değil mi?Yatırdığımız yerden kalkacak gücü yokken belki övünüyoruz 'bizimki kendi odasında yatmaya alıştı.' diyerek ama parmaklıklardan kurtulmaya başladığında şaşırıp kalıyoruz ' aaa,hep bizimle yatmak istiyor,odamızdan çıkmıyor.' diye.Tam tersi olsa daha iyi olmaz mı?Doğrusu bu değil mi sizce de?
Hayatın her alanında herkes için geçerli aslında bu;yaşanılan dönemin gerektirdiklerine doymadan bir başka döneme geçilirse, o geçmiş(!) ama aslında bir türlü geçememiş dönem insanın karşısına bir sorun olarak çıkar hep,elinde olmadan geriye dönüp yapamadıklarını yapmak ister.O yüzden bebeklikten başlayarak her dönemin çok iyi doyurularak bir sonrakine geçilmesini doğru buluyorum.
Doğal ebeveynliğin gereklerinden biri de gece de aynı gündüz gibi çocuğun ihtiyaçlarına anında cevap verebilmektir.Burada şu süt sağma konusuna değinmek istiyorum yeri gelmişken.Mecbur olduğu için (çalışmaya başlamak gibi bir mecburiyet mesela) ya da çok istediği halde birebir emzirmeyi başaramadığı için sütlerini sağanları ayrı tutuyorum,ama sadece rahat etme,geceleri daha çok uyuyabilme adına yapılan süt sağıp biberonla başkasının içirmesi olayını pek doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.Sonuçta mesele çocuğun sadece 'o sütü' içmesi değildir ki. Emzirmek;onu göğsünüze almak,sizin kokunuzu alması,tenlerinizin birbirine değmesi ve sonuçta göğsünüzden ideal sıcaklığında ve kıvamında çıkan sütü içmesinden oluşan bir bütündür.Gece ağlayarak uyanan bir bebeğin asıl ihtiyaç duyduğu şey annesinin yüzü,sesi, kokusudur;babasının biberonla süt içirmesi değil.Tabii ki annenin de dinlenmeye,uyumaya hakkı var ama bunun için başka yollar aramak gerek kanımca.
Anne sütü bebeğin o anki ihtiyacına göre şekillenen mucizevi bir şey,içeriği günden güne değişiyor.Dolayısıyla sağıp,dondurucuya atıp,sonra içirmeyi de doğru bulmuyorum çok mecbur kalınmadığı sürece.Bir zararı olmasa bile o şekilde bir faydası olduğuna da inanmıyorum.
Babywearing, bizdeki 'kucağa alıştırmayın'ın tam tersine bebeği devamlı kucakta taşımayı savunuyor.Ben bu konuda biraz geç kaldım açıkçası ve pişmanım.İkinci çocuğumu doğduğu andan itibaren bu şekilde göğsümden ayırmamayı düşünüyorum.Yaklaşık 20 gün önce bir sleepy wrap aldım ve çok memnunum.Evdeyken bağlıyorum Ali'yi,çok güzel ve huzurlu uyuyor göğsümde.Dışarda da aynı şekilde,ikimiz de çok mutlu oluyoruz.Siz de ergo baby , moby wrap slingo veya sleepy wrap den birini tercih edebilirsiniz. Malum artık kangurular omurgaya orantısız basınç yaptığı için pek tercih edilmiyor.Aslında böyle bir şeyi para verip almak da anlamsız,yırtacaksın bir çarşafı caaart diye ortadan,bağlayacaksın bebeni de sırtına veya göğsüne,al sana çingenelerin,köylülerin hatta aslında batı dünyası dışındaki toplumların çoğunun çocuk taşıma biçimi.Öz 'babywearing' yani ! :)) Ne varsa eskilerde var,bunu hep söylerim,uygularım,buna hep inanırım.Yemişim batı dünyasını,yemişim avrupalı zihniyeti! :)
Yazının başında bebeklere disiplinden bahsetmiştim ya,buna yemek konusu ve uyku da dahil.İnsanoğlu acıkınca yer,uykusu gelince uyur öyle değil mi?Ama bizde özellikle 6 aydan sonra ek gıdaya geçildiğinde annelerle çocukları arasında kıran kırana bir yemek savaşı başlıyor ve kaybeden ne yazık ki genelde anneler oluyor.Bu da olayı akışına bırakmamaktan,kendi rahatsızlığını aynı bir ayna gibi çocuğuna yansıttığından oluyor bence.Saat saat belirledikleri yeme programına uymalarını istiyorlar çocuklarının.Sabah kahvaltıyla başlanıyor bismillah,kuşluk vakti meyve püresi,yok öğlen çorbası veya püresi,yok efendim akşam üstü yoğurdu,akşamları tahıl veya muhallebi tok tutması açısından.Bunlardan biri şaştı mı anne strese giriyor. :) Ondan sonra ya zorla yedirmeye çalışmalar başlıyor ya yemiyor diye sinirlenip bağırmalar ve başlayacak savaşın ilk kurşunları bu şekilde atılıyor.İnsan nesli bugüne kadar bu şekilde dört başı mamur bir beslenmeyle mi geldi peki sorarım size?Bizler bu şekilde her öğün bize özel hazırlanan pürelerle,mamalarla mı büyüdük?İşin sırrı bana kalırsa bu konuda da 'doğal' olmak.Doğaldan kastım iki anlamda:Birincisi evet doğal,mevsiminde,hazır paketli olmayan gıdalarla beslemek.İkincisi ise besleme konusunda kafaca doğal olmak. 'Aman şimdi şunu,saat beşte bunu yemesi gerek' demeden,ne kendini ne çocuğu strese sokmadan beslemek.Çocuk bi anda acıktı diyelim,telaşlanıp ona özel bir şeyler yapmaya koşana kadar,tenceredeki yemeğin suyuna ekmek doğrayarak da gayet güzel bir öğün geçirilebilir.Anlatabildim değil mi kafaca doğallıktan kastımı?Bunlar benim doğrularım tabii,herkes çocuğunu istediği gibi beslemekte özgür.
Çocuk aç olmadığını söylediği halde zorla yedirmenin veya yorgun olmadığını veya uykusu gelmediğini söylediği halde zorla uyutmaya çalışmanın altında yatan şöyle bir mesaj da var bence çocuğa verilen:Senin kendi temel ihtiyaçların hakkında bile bir fikrin olamaz,ben acıkıp acıkmadığını veya uykunun gelip gelmediğini senden iyi bilirim!' Çocuk da bir süre sonra buna inanıp kendi iç sesini dinlemez olabilir.Kendi hakkındaki en basit kararları bile başkalarının kendisinden daha iyi verebileceğine inanabilir.Ne dersiniz,olamaz mı?
Bilenler bilir, ben son derece ama son derece doğallık ve geleneksellikten yana olan biriyim her konuda ve bir anneyim çocuk yetiştirme konusunda.Doktor sözü dinlemem,kendi iç sesimi dinlerim.Bir hastalık halinde tabii ki modern tıbba ihtiyaç duyup gereklerini yerine getiririm yanlış anlaşılmasın ama aklıma yatmayan bir şeyi dünyanın en iyi doktoru söylese bile yapmam.Hele ki çocuk yetiştirme konusunda nerdeyse 5-10 senede bir birbirinin tam zıttı şeyler söylerken modern tıp,kendi iç güdülerimden asla şaşmam.Sonuçta doktorluk da bir meslek,iyi yapanı var kötü yapanı var öyle değil mi?İçime sinmeyen,aklıma yatmayan bir şeye sırf doktor dedi diye niye paye vereyim ki?
Bunlar benim doğrularım.Bilmem sizler de böyle mi düşünüyorsunuz? ''Aa!Tam benim düşündüklerimi yazmış.'' mı dediniz? Yoksa ''Hangi çağda kalmış bu?Neler saçmalamış böyle!'' mi? :)))
Aa tam benim düşündüklerimi yazmış dedim :) Modern tıbba inancım da maalesef tecrübelerimden dolayı sizden zayıf olabilir.
YanıtlaSilHerşey içten geldiği gibi ne güzel. Ama ben şunu diyenlere gıcık oluyorum "biz attachment parenting uyguluyoruz" bu nedir bi moda akımı mı
YanıtlaSilÖzlem
herhangi bir isim vermek gerekmez türk ebeveynler olarak çocuklarımıza aşılayamadığımız şey birey olma ve sorumluluk duygusu...
YanıtlaSilparkta elinde bebek mamasıyla çocuğun peşinde dolaşmıyorsan aklıselim bir annesin