9 Kasım 2010 Salı

Super baby food


Yanda kapak resmini gördüğünüz Super Baby Food kitabı son zamanlarda Amerika’da bebek ve çocuk beslenmesiyle ilgili en çok satan kitap.

Bebeğin katı gıdayla ilk tanışmasından başlıyor ve üç yaşına kadar olan sürede beslenmesinde nelere dikkat etmeniz gerektiğinin altını çiziyor.

Bebeğinizi ilk hangi gıdalarla tanıştırmalısınız?Gıda alerjileri,aylara göre beslenme önerileri,her besin grubuna ayrıntılı eğilme ve 350’nin üzerinde sağlıklı,besleyici tarif var içinde.

Yazarı Ruth Yaron çocuklarının beslenmesini son derece önemseyen bir anne.Hatta bu konuyu o kadar önemsiyor ve gıda konusunda o kadar bilinçli ki,13 sene önce dünyaya dokuz buçuk hafta erken ve hasta gelen ikizleri o günden sonra bir daha hiç hasta olmuyorlar,hiç!

Bu konuda ben de benzer düşünüyorum.Hiçbir çocuk hatta hiçbir insan sadece üşütmekle hasta olmaz ya da herhangi bir virüs kapmakla.Bağışıklığın düşük olduğu zamanlarda hastalanıyoruz,bağışıklığımızın düşük olması da gıdalarımız,uykumuz ve ruhsal durumumuzla alakalı.Çocuklarda –çocuğun çok huzursuz ve mutsuz bir ortamda yetişmediğini varsayarsak-ruhsal durum çok belirleyici bir etken olmadığından öncelikle gıdasını gözden geçirmek gerektiğini düşünüyorum.

Kitapta tam tahıllara,yemişlere,sebze-meyveye,yoğurt ve yumurtaya geniş yer ayrılıyor.Etin çocuk beslenmesinde yeri olmadığını söylüyor yazar ve hatta etsiz bir diyetin; süt,süt ürünleri ve yumurtanın düzenli tüketilmesi şartıyla,(yani lakto-ovo vejetaryen bir diyetin) çocuğun sağlığı için daha iyi olduğunu savunuyor.

Buna da katılıyorum.Artık antibiyotikli ve büyüme hormonlu danaları ve tavukları ailemden,evimden uzak tutuyorum.Buna ne zamandır oldukça dikkat ediyorum,bu kitapla alakası yok.Fakat Marmara’dan çıkmadığı sürece balık hala masumiyetini koruyor benim için.Balık etini kendimce ayrı tutuyorum.

Et ,gerek yetişkinler gerekse çocuklar için sindirimi zor,ağır bir besin.Özellikle çocuk hastayken kesinlikle uzak durmak gerek.Burada yeri gelmişken şunu vurgulamak istiyorum:

Doğadaki bütün canlılar hasta olduklarında yemeyi reddederler.Buna insanoğlu da dahil tabii.Çünkü vücut sindirime harcayacağı enerjiyi iyileşmek için harcamak ister.Bu,doğanın hastalığı tedavi etme,sağlığı tekrar kazanma yöntemidir.Bu sayede hipofiz bezinden salgılanan ve kana salınan büyüme hormonu tetiklenir ve bu hormon tüm vücudu dolaşarak hasarlı dokuları onarır,hayati fonksiyonları canlandırır.Yunanlı yazar Plutarkhos’un söylediği gibi:’’İlaç yerine bir gün oruç tutun.’’

Dolayısıyla ne kendinizi,ne çocuğunuzu, ne çevrenizdekileri hasta olduklarında yemeye zorlamayın.’’Aaa!Yemen lazım,bak yemezsen iyileşemezsin!’’ gibi safsataları bir kenara bırakın.İç sesinizi,vücudunuzun sesini dinleyin;çevrenizdekilerin de kendi seslerini dinlemesine izin verin.İyilik yapacağım derken tam tersine kötülük yapmayın.

Bundan sonraki yazımda bahsedeceğim kitapta olduğu gibi bu kitapta da da yulaf unu ve akdarıya özellikle vurgu yapılmış.Bu ikisi özellikle kış günlerinde çocuklar için çok önemli ve faydalı.Akdarı protein yönünden ete eşittir.250 gr. pişmemiş akdarıda 22.6 gr protein vardır.Sindirimi kolay olan ve bedende asidite yaratmayan bu tahıl alerjik insanların da başlıca besinidir.Fosfordan,demirden ve A vitamininden yana zengindir.

Soğuk ülkelerin tahılı olan yulaf ise besler ve enerji verir.İçinde bol miktarda yağ bulunduğundan kış tahılıdır ve insanı soğuğa karşı korur.İskoçyalılar efsanevi fiziksel güçlerini ‘’porridge’’dan alırlar,yani yulaf ezmesinden.Bu kitapta da sık sık ‘super porridge’ tarifinden bahsediliyor.Bunu yulaf ezmesi ya da unu kullanarak hazırlayabileceğiniz gibi,akdarı ya da esmer pirinçten de hazırlayabilirsiniz.

Bir dahaki yazımda bahsedeceğim ‘Bitkisel protein ile dengeli beslenme’ kitabından bir tarifi paylaşmak istiyorum yeri gelmişken,hem kendiniz hem çocuklarınız için güzel bir kahvaltı seçeneği:

1 çorba kaşığı yulaf ezmesi
3 çorba kaşığı su
1 çorba kaşığı yoğurt
1 çorba kaşığı limon suyu
1 tatlı kaşığı bal
1 elma
Çekilmiş ceviz ya da badem
İsteğe göre tarçın

Yulaf ezmesini geceden ıslatıyoruz.Sabah elmayı rendeleyip,renginin kararmaması için limonla karıştırıyoruz.Geri kalan malzemeyi bir araya getirip,afiyetle yiyoruz.Elma yerine şeftali,erik,muz,dut,kiraz gibi taze meyveler de kullanabilirsiniz.

Yulafı daha çok kışın tercih ettiğimizden,bu kahvaltıyı yazın taze buğdaydan,hatta suda pişmiş aşurelik buğdaydan da hazırlayabiliriz.

Tahıl demişken aklıma geldi.Eğer çocuğunuzun balgam problemi varsa sütü ve tahılı kesmenizi öneririm.Süt ve tahıl vücutta balgam yaratır.Dolayısıyla böyle bir problemde öncelikle beslenmeyi gözden geçirip,sütü ve tahılı keserek meyve sebzeye ve bol suya öncelik vermek, hemen balgam söktürücü ilaç kullanmaktan iyi sonuç verir.

Bazılarınız gıda konusunu abarttığımı düşünebilirsiniz.Olabilir.Ama bence ne yazık ki 'abartmamız' gereken bir zamanda yaşıyoruz.Bir markete girin ve şöyle bir raflara bakın bakalım,asıl kim abartıyor???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...