'Less is more.' lafını ben böyle (bkz.başlık) çevirmiştim Türkçe'ye.Çok da beğenmiştim sonra bu çevirimi.
Hayatın her alanında geçerli bu cümle galiba,ya da varsa bir istisna şu anda benim aklıma gelmiyor en azından.
Ne zamandır üstünde düşündüğüm,hatta son zamanlarda iyiden iyiye uygulamaya başladığım sadeleşme planımı bu sene tam anlamıyla hayata geçirmeyi istiyorum.
Sadeleşme yolunda atılacak belki de en önemli adım kendinizi çok iyi tanımak ve bu sayede 'Neye ihtiyacım var?Buna gerçekten ihtiyacım var mı?Yoksa olmasa da olur mu? ' sorularına dürüst cevaplar verebilmek.
Bu hayatınızdaki her şey için geçerli.İnsanlar,eşyalar,alışkanlıklar...Yaşamınızda var olanları bir önem/öncelik sırasına koyup alt sıralarda kalanları elemeye başladığınızda sadeleşmeye başlıyorsunuz demektir.
Önem/elzem sırasını doğru yapabilmek mühim olan...
Ve ondan sonra hayatınızın nasıl kolaylaştığına,tıkanıklıklarının açılıp nasıl da rahatça akmaya başladığına ve zenginleştiğine inanamayacaksınız.
Yoksa sadeleşmek hayattan alınan zevkin azalması demek değil.Boş,yavan bir hayat yaşamak hiç değil...Tam tersine yaşanacak ve nefes alınacak alanlar açmak demek.
Ne kadar çok görsel ve duygusal yük taşıdığımızı bir düşünsenize.
Ağırlıklardan kurtulup,hafiflemek,havalanmaya başlamak demek sadeleşmek...
Daha fazla yazmam konunun ana fikriyle tezat oluşturacak gibi geldi şu anda.Diyeceklerimi dedim,iyisi mi kaçayım.
Ama kaçmadan şunları da şuraya iliştirivereyim:
''Hayatınızı ayrıntılarla israf ediyorsunuz...
Basitleştirin,basitleştirin.'' -Henry David Thoreau
The Power of Less Video from Leo Babauta on Vimeo.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder