3 Aralık 2010 Cuma

Sezaryen



Suda doğum ve ev doğumu alanında devrim niteliğinde uygulamalar yapan hümanist doktor Prof.Michel Odent'in,her anne adayının mutlaka okuması gereken bir kitabı ''Sezaryen''.


''Yumurtadan çıkan yavru kuşlar,yumurtadan çıkabilmek için önce kendilerine ufacık bir delik açıyor.Sonra o minik delikten sıkışa sıkışa sürtünerek çıkmaya çalışıyor.Eğer kuşun yumurtadan daha kolay çıkması için ona 'yardım ederek' deliği büyütürseniz,kuş kanatlarını geliştiremeden dünyaya geliyor.Ve uçamıyor.Sürtünme ve zorluk kuşa kanatlarını kazandırıyor.



Bebeğin kendisinin doğmaya hazır olduğu zamandan önce doktora/anneye uygun tarihte suni sancı ile başlatılan doğumun da bedelleri var:Çocuğun bir boyutta 'kanatlarının' oluşmasını engelliyor.Doğum kanalında bebek doğmak için zorlu bir yolculuk yaparken akciğerleri gelişimini tamamlıyor.Doğum sancıları,yani rahim spazmları çocuğun bedeni üzerinde basınç(masaj) yaptığı için gereklidir.Bu masaj,cildin bütününde sinir hücrelerini uyardığı için bebek açısından çok önemlidir.''



''...Epidural anestezi ve sezaryen ile doğum yapan hayvanların yavrularıyla hiçbir şekilde ilgilenmediğini biliyor musunuz?Anne ile yavru arasındaki içgüdüsel sevgi bağı kopuyor.


Bu,çok önemli bir bilgi.


İnsan annelerinin beyinlerinde hayvanlarda olmayan neokorteks,yani ön beyin olduğu için yavrularıyla sezaryenle de doğsa ilgileniyor ama yine de doğanın gerçeği şudur: İnsan da memeli bir hayvandır.Memeli hayvanlar ile ortak olan 'alt beyni'nin güdümünde olan yavrusunu sevme ve bağlanma 'kapasitesi' diğer memeli annelerle ortaktır.Yani annenin de bebeğin de 'içgüdüsel' sevme yetisinde azalma olması kaçınılmazdır.''


Doğum yapan bir kadının neokorteksini uyarmayın!


''-Dil,özellikle de rasyonel bir dil bu tür bir etkendir.Bu,örneğin,doğum görevlisinin başlıca niteliklerinden birinin fazla göze çarpmama,sessiz kalma ve özellikle de net yanıt gerektiren sorular sormaktan kaçınması gereğine işaret eder.Zor bir doğum geçiren ve 'başka bir gezegene gitmiş olan' bir kadın düşünün.Bağırmaya cesaret ediyor,başka türlü asla yapmayacağı şeyleri yapıyor,kendisine öğretilenleri ve kitaplarda okuduklarını unutmuş,zaman kavramını yitirmiş ve birden kendini en son ne zaman tuvalete çıktığını bilmek isteyen birine yanıt vermek zorunda kaldığı bir durumda buluyor!Basit görünse de,doğum görevlisinin olabildiğince sessiz kalması gerektiğini yeniden keşfetmek muhtemelen uzun zaman alacaktır.



-Parlak ışık,insan neokorteksini uyaran başka bir etkendir.Fizyolojik açıdan bakıldığında bu,loş ışığın genel olarak doğum sürecini kolaylaştırması gerektiğini gösterir.Doğum yapan bir kadının 'başka bir gezegene' geçer geçmez,her türlü görsel uyarılmaya karşı kendisini koruyacak pozisyonlara yöneldiği fark edilebilir.Örneğin,dua ediyormuş gibi dört ayak üzerinde durabilir.Sırt ağrısını azaltmanın dışında,bu yaygın pozisyonun bebek stresinin temel nedenini azaltmak(omurgada uzanan büyük kan damarlarının baskısı olmaz) ve bebeğin vücudunun rotasyonunu kolaylaştırmak gibi birçok olumlu etkisi vardır.



-Gözlemlenme hissi,neokorteks uyarılmasının başka bir türüdür.Aslında gözlemlendiğimizi bildiğimizde her birimiz kendimizi farklı hissederiz.Neokorteksi bizim kadar gelişmemiş olan tüm diğer memelilerin mahremiyet içinde doğum yapma stratejilerinin olması aslında ironiktir.Mahremiyetin önemi,örneğin doğum yapan bir kadının karşısında durup onu izleyen ebe ile bir köşede oturan diğer ebenin tutumu arasında bir fark olduğuna işaret eder.Video kamera veya elektronik fetal monitörü gibi gözlemlenmenin bir yolu olarak algılanabilecek her türlü cihazı kullanmak konusunda gönülsüz olmamız gerektiği ortaya çıkar.



-Adrenalin ailesindeki hormonların salgılanmasını tetikleyebilecek herhangi bir durum,neokorteksi uyarma ve bunun sonucunda da doğum sürecini yavaşlatma eğilimindedir.Olası bir tehlike anında memelilerin uyanık ve dikkatli olması gerekir.Bu da doğum yapan bir kadının öncelikle kendini güvende hissetmeye ihtiyaç duyduğu anlamına gelir.Ebe aslında bir anne figürüdür.Anne,gözlemlendiğini ve yargılandığını hissettirmeden yanında güvende hissedilen kişi prototipidir.''


İnsanoğlu unuttuğu bunca şeyi yeniden hatırlayabilse,kendine hatırlatabilse,öğretilenleri ve korkularını bir kenara bırakarak kelimenin tam anlamıyla 'bir hayvan gibi' doğurmaya çalışabilse...

Doğum mucizesinin farkına varabilse...


Her şey daha kolay ve güzel olmaz mıydı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...